GEKA BÖLGE PLANI HAZIRLIK ÇALIŞTAYLARI TÜM HIZIYLA DEVAM EDİYOR

 

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri; üç ilin çeşitli belediyeleri, İl Özel İdareleri; Organize Sanayi Bölgesi Müdürlükleri; DSİ ve Orman Bölge Müdürlükleri; Kent Konseyleri ve Sivil Toplum Kuruluşlarından çok sayıda temsilci ile üniversitelerden akademisyenlerin bir araya geldiği çalıştayda bölgenin çevre ve doğal kaynaklar açısından geleceği masaya yatırıldı.

 

Sosyo-ekonomik durumun çevre üzerindeki yansımalarının gözlenmesi amacıyla Türkiye ve Güney Ege Bölgesi göstergelerini içeren bir sunumla başlayan çalıştaya, bölgenin çevre mevcut durumu tespitine ilişkin çalışmaların paylaşılması; katılımcılardan görüş ve değerlendirmelerin alınmasıyla devam edildi. Bölgenin çevre teması altında fotoğrafının çekildiği bu ilk oturumun ardından su ve atıksu yönetimi, katı atık yönetimi, hava kalitesi ve kirliliği, endüstriyel kirlilik kontrolü ve havza alanları olmak üzere 5 başlık altında sorunların detaylıca irdelenmesi çözümlerin tespiti amacıyla grup çalışmaları gerçekleştirildi. Su ve atık su yönetimi konusunda içme suyu havzalarında kirletici unsurların ortadan kaldırılması, kanalizasyon şebekeleri ve atık su arıtma tesislerinin yetersizliğine vurgu yapılırken atık yönetimi noktasında düzenli depolama sahalarının eksikliği ve geri dönüşümün yaygınlaştırılması gereği ifade edildi. Üç ilinde büyükşehir olmasıyla su-atık su ve atık yönetimine ilişkin iyileştirme sürecinin hızlanması gereği belirtildi. Havza alanları içerisinde su kullanımında verimliliğin önemi ve konuyla ilişkili olarak atık su yönetiminin gerekliliği ifade edildi. Sanayileşme ve turizmdeki gelişmelerin biyolojik çeşitlilik üzerindeki oluşturduğu baskı belirtildi, planlamalarda bu unsurun gözetilmesi gerektiği ifade edildi. Bölgede özellikle evsel ısınma kaynaklı hava kirliliği bulunduğu, bu noktada yakıt kalitesindeki iyileştirmelerin ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının hava kalitesinde düzelmeye katkı sağlayacağının altı çizildi. Bölgede madencilik ve tarımsal sanayinin çevre yönetim kapasitesinin artırılması gerektiği üzerinde uzlaşılırken, başta imalat sanayi olmak üzere temiz üretim uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiği ifade edildi.

 

 

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri; üç ilin çeşitli belediyeleri, İl Özel İdareleri; Organize Sanayi Bölgesi Müdürlükleri; DSİ ve Orman Bölge Müdürlükleri; Kent Konseyleri ve Sivil Toplum Kuruluşlarından çok sayıda temsilci ile üniversitelerden akademisyenlerin bir araya geldiği çalıştayda bölgenin çevre ve doğal kaynaklar açısından geleceği masaya yatırıldı.

 

Sosyo-ekonomik durumun çevre üzerindeki yansımalarının gözlenmesi amacıyla Türkiye ve Güney Ege Bölgesi göstergelerini içeren bir sunumla başlayan çalıştaya, bölgenin çevre mevcut durumu tespitine ilişkin çalışmaların paylaşılması; katılımcılardan görüş ve değerlendirmelerin alınmasıyla devam edildi. Bölgenin çevre teması altında fotoğrafının çekildiği bu ilk oturumun ardından su ve atıksu yönetimi, katı atık yönetimi, hava kalitesi ve kirliliği, endüstriyel kirlilik kontrolü ve havza alanları olmak üzere 5 başlık altında sorunların detaylıca irdelenmesi çözümlerin tespiti amacıyla grup çalışmaları gerçekleştirildi. Su ve atık su yönetimi konusunda içme suyu havzalarında kirletici unsurların ortadan kaldırılması, kanalizasyon şebekeleri ve atık su arıtma tesislerinin yetersizliğine vurgu yapılırken atık yönetimi noktasında düzenli depolama sahalarının eksikliği ve geri dönüşümün yaygınlaştırılması gereği ifade edildi. Üç ilinde büyükşehir olmasıyla su-atık su ve atık yönetimine ilişkin iyileştirme sürecinin hızlanması gereği belirtildi. Havza alanları içerisinde su kullanımında verimliliğin önemi ve konuyla ilişkili olarak atık su yönetiminin gerekliliği ifade edildi. Sanayileşme ve turizmdeki gelişmelerin biyolojik çeşitlilik üzerindeki oluşturduğu baskı belirtildi, planlamalarda bu unsurun gözetilmesi gerektiği ifade edildi. Bölgede özellikle evsel ısınma kaynaklı hava kirliliği bulunduğu, bu noktada yakıt kalitesindeki iyileştirmelerin ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının hava kalitesinde düzelmeye katkı sağlayacağının altı çizildi. Bölgede madencilik ve tarımsal sanayinin çevre yönetim kapasitesinin artırılması gerektiği üzerinde uzlaşılırken, başta imalat sanayi olmak üzere temiz üretim uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiği ifade edildi.

 

 

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri; üç ilin çeşitli belediyeleri, İl Özel İdareleri; Organize Sanayi Bölgesi Müdürlükleri; DSİ ve Orman Bölge Müdürlükleri; Kent Konseyleri ve Sivil Toplum Kuruluşlarından çok sayıda temsilci ile üniversitelerden akademisyenlerin bir araya geldiği çalıştayda bölgenin çevre ve doğal kaynaklar açısından geleceği masaya yatırıldı.

 

Sosyo-ekonomik durumun çevre üzerindeki yansımalarının gözlenmesi amacıyla Türkiye ve Güney Ege Bölgesi göstergelerini içeren bir sunumla başlayan çalıştaya, bölgenin çevre mevcut durumu tespitine ilişkin çalışmaların paylaşılması; katılımcılardan görüş ve değerlendirmelerin alınmasıyla devam edildi. Bölgenin çevre teması altında fotoğrafının çekildiği bu ilk oturumun ardından su ve atıksu yönetimi, katı atık yönetimi, hava kalitesi ve kirliliği, endüstriyel kirlilik kontrolü ve havza alanları olmak üzere 5 başlık altında sorunların detaylıca irdelenmesi çözümlerin tespiti amacıyla grup çalışmaları gerçekleştirildi. Su ve atık su yönetimi konusunda içme suyu havzalarında kirletici unsurların ortadan kaldırılması, kanalizasyon şebekeleri ve atık su arıtma tesislerinin yetersizliğine vurgu yapılırken atık yönetimi noktasında düzenli depolama sahalarının eksikliği ve geri dönüşümün yaygınlaştırılması gereği ifade edildi. Üç ilinde büyükşehir olmasıyla su-atık su ve atık yönetimine ilişkin iyileştirme sürecinin hızlanması gereği belirtildi. Havza alanları içerisinde su kullanımında verimliliğin önemi ve konuyla ilişkili olarak atık su yönetiminin gerekliliği ifade edildi. Sanayileşme ve turizmdeki gelişmelerin biyolojik çeşitlilik üzerindeki oluşturduğu baskı belirtildi, planlamalarda bu unsurun gözetilmesi gerektiği ifade edildi. Bölgede özellikle evsel ısınma kaynaklı hava kirliliği bulunduğu, bu noktada yakıt kalitesindeki iyileştirmelerin ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının hava kalitesinde düzelmeye katkı sağlayacağının altı çizildi. Bölgede madencilik ve tarımsal sanayinin çevre yönetim kapasitesinin artırılması gerektiği üzerinde uzlaşılırken, başta imalat sanayi olmak üzere temiz üretim uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiği ifade edildi.

 

 

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri; üç ilin çeşitli belediyeleri, İl Özel İdareleri; Organize Sanayi Bölgesi Müdürlükleri; DSİ ve Orman Bölge Müdürlükleri; Kent Konseyleri ve Sivil Toplum Kuruluşlarından çok sayıda temsilci ile üniversitelerden akademisyenlerin bir araya geldiği çalıştayda bölgenin çevre ve doğal kaynaklar açısından geleceği masaya yatırıldı.

 

Sosyo-ekonomik durumun çevre üzerindeki yansımalarının gözlenmesi amacıyla Türkiye ve Güney Ege Bölgesi göstergelerini içeren bir sunumla başlayan çalıştaya, bölgenin çevre mevcut durumu tespitine ilişkin çalışmaların paylaşılması; katılımcılardan görüş ve değerlendirmelerin alınmasıyla devam edildi. Bölgenin çevre teması altında fotoğrafının çekildiği bu ilk oturumun ardından su ve atıksu yönetimi, katı atık yönetimi, hava kalitesi ve kirliliği, endüstriyel kirlilik kontrolü ve havza alanları olmak üzere 5 başlık altında sorunların detaylıca irdelenmesi çözümlerin tespiti amacıyla grup çalışmaları gerçekleştirildi. Su ve atık su yönetimi konusunda içme suyu havzalarında kirletici unsurların ortadan kaldırılması, kanalizasyon şebekeleri ve atık su arıtma tesislerinin yetersizliğine vurgu yapılırken atık yönetimi noktasında düzenli depolama sahalarının eksikliği ve geri dönüşümün yaygınlaştırılması gereği ifade edildi. Üç ilinde büyükşehir olmasıyla su-atık su ve atık yönetimine ilişkin iyileştirme sürecinin hızlanması gereği belirtildi. Havza alanları içerisinde su kullanımında verimliliğin önemi ve konuyla ilişkili olarak atık su yönetiminin gerekliliği ifade edildi. Sanayileşme ve turizmdeki gelişmelerin biyolojik çeşitlilik üzerindeki oluşturduğu baskı belirtildi, planlamalarda bu unsurun gözetilmesi gerektiği ifade edildi. Bölgede özellikle evsel ısınma kaynaklı hava kirliliği bulunduğu, bu noktada yakıt kalitesindeki iyileştirmelerin ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının hava kalitesinde düzelmeye katkı sağlayacağının altı çizildi. Bölgede madencilik ve tarımsal sanayinin çevre yönetim kapasitesinin artırılması gerektiği üzerinde uzlaşılırken, başta imalat sanayi olmak üzere temiz üretim uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiği ifade edildi.

 

 

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri; üç ilin çeşitli belediyeleri, İl Özel İdareleri; Organize Sanayi Bölgesi Müdürlükleri; DSİ ve Orman Bölge Müdürlükleri; Kent Konseyleri ve Sivil Toplum Kuruluşlarından çok sayıda temsilci ile üniversitelerden akademisyenlerin bir araya geldiği çalıştayda bölgenin çevre ve doğal kaynaklar açısından geleceği masaya yatırıldı.

 

Sosyo-ekonomik durumun çevre üzerindeki yansımalarının gözlenmesi amacıyla Türkiye ve Güney Ege Bölgesi göstergelerini içeren bir sunumla başlayan çalıştaya, bölgenin çevre mevcut durumu tespitine ilişkin çalışmaların paylaşılması; katılımcılardan görüş ve değerlendirmelerin alınmasıyla devam edildi. Bölgenin çevre teması altında fotoğrafının çekildiği bu ilk oturumun ardından su ve atıksu yönetimi, katı atık yönetimi, hava kalitesi ve kirliliği, endüstriyel kirlilik kontrolü ve havza alanları olmak üzere 5 başlık altında sorunların detaylıca irdelenmesi çözümlerin tespiti amacıyla grup çalışmaları gerçekleştirildi. Su ve atık su yönetimi konusunda içme suyu havzalarında kirletici unsurların ortadan kaldırılması, kanalizasyon şebekeleri ve atık su arıtma tesislerinin yetersizliğine vurgu yapılırken atık yönetimi noktasında düzenli depolama sahalarının eksikliği ve geri dönüşümün yaygınlaştırılması gereği ifade edildi. Üç ilinde büyükşehir olmasıyla su-atık su ve atık yönetimine ilişkin iyileştirme sürecinin hızlanması gereği belirtildi. Havza alanları içerisinde su kullanımında verimliliğin önemi ve konuyla ilişkili olarak atık su yönetiminin gerekliliği ifade edildi. Sanayileşme ve turizmdeki gelişmelerin biyolojik çeşitlilik üzerindeki oluşturduğu baskı belirtildi, planlamalarda bu unsurun gözetilmesi gerektiği ifade edildi. Bölgede özellikle evsel ısınma kaynaklı hava kirliliği bulunduğu, bu noktada yakıt kalitesindeki iyileştirmelerin ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının hava kalitesinde düzelmeye katkı sağlayacağının altı çizildi. Bölgede madencilik ve tarımsal sanayinin çevre yönetim kapasitesinin artırılması gerektiği üzerinde uzlaşılırken, başta imalat sanayi olmak üzere temiz üretim uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiği ifade edildi.

 

 

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri; üç ilin çeşitli belediyeleri, İl Özel İdareleri; Organize Sanayi Bölgesi Müdürlükleri; DSİ ve Orman Bölge Müdürlükleri; Kent Konseyleri ve Sivil Toplum Kuruluşlarından çok sayıda temsilci ile üniversitelerden akademisyenlerin bir araya geldiği çalıştayda bölgenin çevre ve doğal kaynaklar açısından geleceği masaya yatırıldı.

 

Sosyo-ekonomik durumun çevre üzerindeki yansımalarının gözlenmesi amacıyla Türkiye ve Güney Ege Bölgesi göstergelerini içeren bir sunumla başlayan çalıştaya, bölgenin çevre mevcut durumu tespitine ilişkin çalışmaların paylaşılması; katılımcılardan görüş ve değerlendirmelerin alınmasıyla devam edildi. Bölgenin çevre teması altında fotoğrafının çekildiği bu ilk oturumun ardından su ve atıksu yönetimi, katı atık yönetimi, hava kalitesi ve kirliliği, endüstriyel kirlilik kontrolü ve havza alanları olmak üzere 5 başlık altında sorunların detaylıca irdelenmesi çözümlerin tespiti amacıyla grup çalışmaları gerçekleştirildi. Su ve atık su yönetimi konusunda içme suyu havzalarında kirletici unsurların ortadan kaldırılması, kanalizasyon şebekeleri ve atık su arıtma tesislerinin yetersizliğine vurgu yapılırken atık yönetimi noktasında düzenli depolama sahalarının eksikliği ve geri dönüşümün yaygınlaştırılması gereği ifade edildi. Üç ilinde büyükşehir olmasıyla su-atık su ve atık yönetimine ilişkin iyileştirme sürecinin hızlanması gereği belirtildi. Havza alanları içerisinde su kullanımında verimliliğin önemi ve konuyla ilişkili olarak atık su yönetiminin gerekliliği ifade edildi. Sanayileşme ve turizmdeki gelişmelerin biyolojik çeşitlilik üzerindeki oluşturduğu baskı belirtildi, planlamalarda bu unsurun gözetilmesi gerektiği ifade edildi. Bölgede özellikle evsel ısınma kaynaklı hava kirliliği bulunduğu, bu noktada yakıt kalitesindeki iyileştirmelerin ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının hava kalitesinde düzelmeye katkı sağlayacağının altı çizildi. Bölgede madencilik ve tarımsal sanayinin çevre yönetim kapasitesinin artırılması gerektiği üzerinde uzlaşılırken, başta imalat sanayi olmak üzere temiz üretim uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiği ifade edildi.

 

 

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri; üç ilin çeşitli belediyeleri, İl Özel İdareleri; Organize Sanayi Bölgesi Müdürlükleri; DSİ ve Orman Bölge Müdürlükleri; Kent Konseyleri ve Sivil Toplum Kuruluşlarından çok sayıda temsilci ile üniversitelerden akademisyenlerin bir araya geldiği çalıştayda bölgenin çevre ve doğal kaynaklar açısından geleceği masaya yatırıldı.

 

Sosyo-ekonomik durumun çevre üzerindeki yansımalarının gözlenmesi amacıyla Türkiye ve Güney Ege Bölgesi göstergelerini içeren bir sunumla başlayan çalıştaya, bölgenin çevre mevcut durumu tespitine ilişkin çalışmaların paylaşılması; katılımcılardan görüş ve değerlendirmelerin alınmasıyla devam edildi. Bölgenin çevre teması altında fotoğrafının çekildiği bu ilk oturumun ardından su ve atıksu yönetimi, katı atık yönetimi, hava kalitesi ve kirliliği, endüstriyel kirlilik kontrolü ve havza alanları olmak üzere 5 başlık altında sorunların detaylıca irdelenmesi çözümlerin tespiti amacıyla grup çalışmaları gerçekleştirildi. Su ve atık su yönetimi konusunda içme suyu havzalarında kirletici unsurların ortadan kaldırılması, kanalizasyon şebekeleri ve atık su arıtma tesislerinin yetersizliğine vurgu yapılırken atık yönetimi noktasında düzenli depolama sahalarının eksikliği ve geri dönüşümün yaygınlaştırılması gereği ifade edildi. Üç ilinde büyükşehir olmasıyla su-atık su ve atık yönetimine ilişkin iyileştirme sürecinin hızlanması gereği belirtildi. Havza alanları içerisinde su kullanımında verimliliğin önemi ve konuyla ilişkili olarak atık su yönetiminin gerekliliği ifade edildi. Sanayileşme ve turizmdeki gelişmelerin biyolojik çeşitlilik üzerindeki oluşturduğu baskı belirtildi, planlamalarda bu unsurun gözetilmesi gerektiği ifade edildi. Bölgede özellikle evsel ısınma kaynaklı hava kirliliği bulunduğu, bu noktada yakıt kalitesindeki iyileştirmelerin ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının hava kalitesinde düzelmeye katkı sağlayacağının altı çizildi. Bölgede madencilik ve tarımsal sanayinin çevre yönetim kapasitesinin artırılması gerektiği üzerinde uzlaşılırken, başta imalat sanayi olmak üzere temiz üretim uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiği ifade edildi.

 

 

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri; üç ilin çeşitli belediyeleri, İl Özel İdareleri; Organize Sanayi Bölgesi Müdürlükleri; DSİ ve Orman Bölge Müdürlükleri; Kent Konseyleri ve Sivil Toplum Kuruluşlarından çok sayıda temsilci ile üniversitelerden akademisyenlerin bir araya geldiği çalıştayda bölgenin çevre ve doğal kaynaklar açısından geleceği masaya yatırıldı.

 

Sosyo-ekonomik durumun çevre üzerindeki yansımalarının gözlenmesi amacıyla Türkiye ve Güney Ege Bölgesi göstergelerini içeren bir sunumla başlayan çalıştaya, bölgenin çevre mevcut durumu tespitine ilişkin çalışmaların paylaşılması; katılımcılardan görüş ve değerlendirmelerin alınmasıyla devam edildi. Bölgenin çevre teması altında fotoğrafının çekildiği bu ilk oturumun ardından su ve atıksu yönetimi, katı atık yönetimi, hava kalitesi ve kirliliği, endüstriyel kirlilik kontrolü ve havza alanları olmak üzere 5 başlık altında sorunların detaylıca irdelenmesi çözümlerin tespiti amacıyla grup çalışmaları gerçekleştirildi. Su ve atık su yönetimi konusunda içme suyu havzalarında kirletici unsurların ortadan kaldırılması, kanalizasyon şebekeleri ve atık su arıtma tesislerinin yetersizliğine vurgu yapılırken atık yönetimi noktasında düzenli depolama sahalarının eksikliği ve geri dönüşümün yaygınlaştırılması gereği ifade edildi. Üç ilinde büyükşehir olmasıyla su-atık su ve atık yönetimine ilişkin iyileştirme sürecinin hızlanması gereği belirtildi. Havza alanları içerisinde su kullanımında verimliliğin önemi ve konuyla ilişkili olarak atık su yönetiminin gerekliliği ifade edildi. Sanayileşme ve turizmdeki gelişmelerin biyolojik çeşitlilik üzerindeki oluşturduğu baskı belirtildi, planlamalarda bu unsurun gözetilmesi gerektiği ifade edildi. Bölgede özellikle evsel ısınma kaynaklı hava kirliliği bulunduğu, bu noktada yakıt kalitesindeki iyileştirmelerin ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının hava kalitesinde düzelmeye katkı sağlayacağının altı çizildi. Bölgede madencilik ve tarımsal sanayinin çevre yönetim kapasitesinin artırılması gerektiği üzerinde uzlaşılırken, başta imalat sanayi olmak üzere temiz üretim uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiği ifade edildi.

 

 

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri; üç ilin çeşitli belediyeleri, İl Özel İdareleri; Organize Sanayi Bölgesi Müdürlükleri; DSİ ve Orman Bölge Müdürlükleri; Kent Konseyleri ve Sivil Toplum Kuruluşlarından çok sayıda temsilci ile üniversitelerden akademisyenlerin bir araya geldiği çalıştayda bölgenin çevre ve doğal kaynaklar açısından geleceği masaya yatırıldı.

 

Sosyo-ekonomik durumun çevre üzerindeki yansımalarının gözlenmesi amacıyla Türkiye ve Güney Ege Bölgesi göstergelerini içeren bir sunumla başlayan çalıştaya, bölgenin çevre mevcut durumu tespitine ilişkin çalışmaların paylaşılması; katılımcılardan görüş ve değerlendirmelerin alınmasıyla devam edildi. Bölgenin çevre teması altında fotoğrafının çekildiği bu ilk oturumun ardından su ve atıksu yönetimi, katı atık yönetimi, hava kalitesi ve kirliliği, endüstriyel kirlilik kontrolü ve havza alanları olmak üzere 5 başlık altında sorunların detaylıca irdelenmesi çözümlerin tespiti amacıyla grup çalışmaları gerçekleştirildi. Su ve atık su yönetimi konusunda içme suyu havzalarında kirletici unsurların ortadan kaldırılması, kanalizasyon şebekeleri ve atık su arıtma tesislerinin yetersizliğine vurgu yapılırken atık yönetimi noktasında düzenli depolama sahalarının eksikliği ve geri dönüşümün yaygınlaştırılması gereği ifade edildi. Üç ilinde büyükşehir olmasıyla su-atık su ve atık yönetimine ilişkin iyileştirme sürecinin hızlanması gereği belirtildi. Havza alanları içerisinde su kullanımında verimliliğin önemi ve konuyla ilişkili olarak atık su yönetiminin gerekliliği ifade edildi. Sanayileşme ve turizmdeki gelişmelerin biyolojik çeşitlilik üzerindeki oluşturduğu baskı belirtildi, planlamalarda bu unsurun gözetilmesi gerektiği ifade edildi. Bölgede özellikle evsel ısınma kaynaklı hava kirliliği bulunduğu, bu noktada yakıt kalitesindeki iyileştirmelerin ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının hava kalitesinde düzelmeye katkı sağlayacağının altı çizildi. Bölgede madencilik ve tarımsal sanayinin çevre yönetim kapasitesinin artırılması gerektiği üzerinde uzlaşılırken, başta imalat sanayi olmak üzere temiz üretim uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiği ifade edildi.

 

 

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri; üç ilin çeşitli belediyeleri, İl Özel İdareleri; Organize Sanayi Bölgesi Müdürlükleri; DSİ ve Orman Bölge Müdürlükleri; Kent Konseyleri ve Sivil Toplum Kuruluşlarından çok sayıda temsilci ile üniversitelerden akademisyenlerin bir araya geldiği çalıştayda bölgenin çevre ve doğal kaynaklar açısından geleceği masaya yatırıldı.

 

Sosyo-ekonomik durumun çevre üzerindeki yansımalarının gözlenmesi amacıyla Türkiye ve Güney Ege Bölgesi göstergelerini içeren bir sunumla başlayan çalıştaya, bölgenin çevre mevcut durumu tespitine ilişkin çalışmaların paylaşılması; katılımcılardan görüş ve değerlendirmelerin alınmasıyla devam edildi. Bölgenin çevre teması altında fotoğrafının çekildiği bu ilk oturumun ardından su ve atıksu yönetimi, katı atık yönetimi, hava kalitesi ve kirliliği, endüstriyel kirlilik kontrolü ve havza alanları olmak üzere 5 başlık altında sorunların detaylıca irdelenmesi çözümlerin tespiti amacıyla grup çalışmaları gerçekleştirildi. Su ve atık su yönetimi konusunda içme suyu havzalarında kirletici unsurların ortadan kaldırılması, kanalizasyon şebekeleri ve atık su arıtma tesislerinin yetersizliğine vurgu yapılırken atık yönetimi noktasında düzenli depolama sahalarının eksikliği ve geri dönüşümün yaygınlaştırılması gereği ifade edildi. Üç ilinde büyükşehir olmasıyla su-atık su ve atık yönetimine ilişkin iyileştirme sürecinin hızlanması gereği belirtildi. Havza alanları içerisinde su kullanımında verimliliğin önemi ve konuyla ilişkili olarak atık su yönetiminin gerekliliği ifade edildi. Sanayileşme ve turizmdeki gelişmelerin biyolojik çeşitlilik üzerindeki oluşturduğu baskı belirtildi, planlamalarda bu unsurun gözetilmesi gerektiği ifade edildi. Bölgede özellikle evsel ısınma kaynaklı hava kirliliği bulunduğu, bu noktada yakıt kalitesindeki iyileştirmelerin ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının hava kalitesinde düzelmeye katkı sağlayacağının altı çizildi. Bölgede madencilik ve tarımsal sanayinin çevre yönetim kapasitesinin artırılması gerektiği üzerinde uzlaşılırken, başta imalat sanayi olmak üzere temiz üretim uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiği ifade edildi.

 

 

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri; üç ilin çeşitli belediyeleri, İl Özel İdareleri; Organize Sanayi Bölgesi Müdürlükleri; DSİ ve Orman Bölge Müdürlükleri; Kent Konseyleri ve Sivil Toplum Kuruluşlarından çok sayıda temsilci ile üniversitelerden akademisyenlerin bir araya geldiği çalıştayda bölgenin çevre ve doğal kaynaklar açısından geleceği masaya yatırıldı.

 

Sosyo-ekonomik durumun çevre üzerindeki yansımalarının gözlenmesi amacıyla Türkiye ve Güney Ege Bölgesi göstergelerini içeren bir sunumla başlayan çalıştaya, bölgenin çevre mevcut durumu tespitine ilişkin çalışmaların paylaşılması; katılımcılardan görüş ve değerlendirmelerin alınmasıyla devam edildi. Bölgenin çevre teması altında fotoğrafının çekildiği bu ilk oturumun ardından su ve atıksu yönetimi, katı atık yönetimi, hava kalitesi ve kirliliği, endüstriyel kirlilik kontrolü ve havza alanları olmak üzere 5 başlık altında sorunların detaylıca irdelenmesi çözümlerin tespiti amacıyla grup çalışmaları gerçekleştirildi. Su ve atık su yönetimi konusunda içme suyu havzalarında kirletici unsurların ortadan kaldırılması, kanalizasyon şebekeleri ve atık su arıtma tesislerinin yetersizliğine vurgu yapılırken atık yönetimi noktasında düzenli depolama sahalarının eksikliği ve geri dönüşümün yaygınlaştırılması gereği ifade edildi. Üç ilinde büyükşehir olmasıyla su-atık su ve atık yönetimine ilişkin iyileştirme sürecinin hızlanması gereği belirtildi. Havza alanları içerisinde su kullanımında verimliliğin önemi ve konuyla ilişkili olarak atık su yönetiminin gerekliliği ifade edildi. Sanayileşme ve turizmdeki gelişmelerin biyolojik çeşitlilik üzerindeki oluşturduğu baskı belirtildi, planlamalarda bu unsurun gözetilmesi gerektiği ifade edildi. Bölgede özellikle evsel ısınma kaynaklı hava kirliliği bulunduğu, bu noktada yakıt kalitesindeki iyileştirmelerin ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının hava kalitesinde düzelmeye katkı sağlayacağının altı çizildi. Bölgede madencilik ve tarımsal sanayinin çevre yönetim kapasitesinin artırılması gerektiği üzerinde uzlaşılırken, başta imalat sanayi olmak üzere temiz üretim uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiği ifade edildi.

 

 

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri; üç ilin çeşitli belediyeleri, İl Özel İdareleri; Organize Sanayi Bölgesi Müdürlükleri; DSİ ve Orman Bölge Müdürlükleri; Kent Konseyleri ve Sivil Toplum Kuruluşlarından çok sayıda temsilci ile üniversitelerden akademisyenlerin bir araya geldiği çalıştayda bölgenin çevre ve doğal kaynaklar açısından geleceği masaya yatırıldı.

 

Sosyo-ekonomik durumun çevre üzerindeki yansımalarının gözlenmesi amacıyla Türkiye ve Güney Ege Bölgesi göstergelerini içeren bir sunumla başlayan çalıştaya, bölgenin çevre mevcut durumu tespitine ilişkin çalışmaların paylaşılması; katılımcılardan görüş ve değerlendirmelerin alınmasıyla devam edildi. Bölgenin çevre teması altında fotoğrafının çekildiği bu ilk oturumun ardından su ve atıksu yönetimi, katı atık yönetimi, hava kalitesi ve kirliliği, endüstriyel kirlilik kontrolü ve havza alanları olmak üzere 5 başlık altında sorunların detaylıca irdelenmesi çözümlerin tespiti amacıyla grup çalışmaları gerçekleştirildi. Su ve atık su yönetimi konusunda içme suyu havzalarında kirletici unsurların ortadan kaldırılması, kanalizasyon şebekeleri ve atık su arıtma tesislerinin yetersizliğine vurgu yapılırken atık yönetimi noktasında düzenli depolama sahalarının eksikliği ve geri dönüşümün yaygınlaştırılması gereği ifade edildi. Üç ilinde büyükşehir olmasıyla su-atık su ve atık yönetimine ilişkin iyileştirme sürecinin hızlanması gereği belirtildi. Havza alanları içerisinde su kullanımında verimliliğin önemi ve konuyla ilişkili olarak atık su yönetiminin gerekliliği ifade edildi. Sanayileşme ve turizmdeki gelişmelerin biyolojik çeşitlilik üzerindeki oluşturduğu baskı belirtildi, planlamalarda bu unsurun gözetilmesi gerektiği ifade edildi. Bölgede özellikle evsel ısınma kaynaklı hava kirliliği bulunduğu, bu noktada yakıt kalitesindeki iyileştirmelerin ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının hava kalitesinde düzelmeye katkı sağlayacağının altı çizildi. Bölgede madencilik ve tarımsal sanayinin çevre yönetim kapasitesinin artırılması gerektiği üzerinde uzlaşılırken, başta imalat sanayi olmak üzere temiz üretim uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiği ifade edildi.

 

 

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri; üç ilin çeşitli belediyeleri, İl Özel İdareleri; Organize Sanayi Bölgesi Müdürlükleri; DSİ ve Orman Bölge Müdürlükleri; Kent Konseyleri ve Sivil Toplum Kuruluşlarından çok sayıda temsilci ile üniversitelerden akademisyenlerin bir araya geldiği çalıştayda bölgenin çevre ve doğal kaynaklar açısından geleceği masaya yatırıldı.

 

Sosyo-ekonomik durumun çevre üzerindeki yansımalarının gözlenmesi amacıyla Türkiye ve Güney Ege Bölgesi göstergelerini içeren bir sunumla başlayan çalıştaya, bölgenin çevre mevcut durumu tespitine ilişkin çalışmaların paylaşılması; katılımcılardan görüş ve değerlendirmelerin alınmasıyla devam edildi. Bölgenin çevre teması altında fotoğrafının çekildiği bu ilk oturumun ardından su ve atıksu yönetimi, katı atık yönetimi, hava kalitesi ve kirliliği, endüstriyel kirlilik kontrolü ve havza alanları olmak üzere 5 başlık altında sorunların detaylıca irdelenmesi çözümlerin tespiti amacıyla grup çalışmaları gerçekleştirildi. Su ve atık su yönetimi konusunda içme suyu havzalarında kirletici unsurların ortadan kaldırılması, kanalizasyon şebekeleri ve atık su arıtma tesislerinin yetersizliğine vurgu yapılırken atık yönetimi noktasında düzenli depolama sahalarının eksikliği ve geri dönüşümün yaygınlaştırılması gereği ifade edildi. Üç ilinde büyükşehir olmasıyla su-atık su ve atık yönetimine ilişkin iyileştirme sürecinin hızlanması gereği belirtildi. Havza alanları içerisinde su kullanımında verimliliğin önemi ve konuyla ilişkili olarak atık su yönetiminin gerekliliği ifade edildi. Sanayileşme ve turizmdeki gelişmelerin biyolojik çeşitlilik üzerindeki oluşturduğu baskı belirtildi, planlamalarda bu unsurun gözetilmesi gerektiği ifade edildi. Bölgede özellikle evsel ısınma kaynaklı hava kirliliği bulunduğu, bu noktada yakıt kalitesindeki iyileştirmelerin ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının hava kalitesinde düzelmeye katkı sağlayacağının altı çizildi. Bölgede madencilik ve tarımsal sanayinin çevre yönetim kapasitesinin artırılması gerektiği üzerinde uzlaşılırken, başta imalat sanayi olmak üzere temiz üretim uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiği ifade edildi.

 

  • Her Hakkı Saklıdır © 2020 |
  • geka.gov.tr